Masal şehri İstanbul… Megaralılardan Bizans’a, Bizans’tan Osmanlı’ya dünya tarihine damgasını vuran imparatorluklara beşik olmuş, iki kıtayı birbirine bağlamış, farklı kültürleri farklı dinleri farklı dilleri yüzyıllarca bağrına basıp hala hepimizin kulağına bambaşka şarkıları, masalları hep aynı ihtişamla fısıldayabilen bir efsane…
Taşı toprağı hep altın olmuş, yüzyıllar boyu göçmüş insanoğlu İstanbul’a.
Efsane şehrin bereketi, bolluğu denizinden çıkan balığına, her dilden her dinden toprağını paylaşan insanına yansımış. Bu renkli insan topluluğu apayrı zenginlik katmış güzelim şehrin kültürüne. Yüzyıllarca da komşu olunmuş barış içinde, evden eve aşureler, topikler, mantılar, börekitaslar, dolmalar, sevgiler aktarılmış komşu tabaklarında.
Tasarımcı bu koleksiyonu hazırlarken İstanbul’un tarihi karakterlerinden, eski İstanbulluların anlattığı öykülerden, önceki nesillerin yaşadığı bolluktan, kısacası tarihteki İstanbul’dan ilham almış ve bu eşsiz şehrin dönüşümünü, devinimini tasarladığı takılara yansıtmış.